Bilindiği üzere; Öğretmenlik Meslek Kanunu çerçevesinde gerçekleştirilen Uzman ve Başöğretmenlik düzenlemeleri, öğretmenlerimizin maaşlarında kayda değer iyileştirmeler sağlamış ve eğitim camiasında büyük bir memnuniyet yaratmıştır. Ancak, bu olumlu gelişmeler, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde görev yapan eğitim çalışanlarının genelinin maaşlarına yansımamış; yönetici pozisyonundaki eğitim çalışanları da dahil olmak üzere, bu düzenlemenin dışında bırakılmışlardır.
Sendika olarak uzun zamandır, yaşanan bu ücret dengesizliğine çözüm üretilmesi gerektiğini çeşitli kanallar vasıtasıyla Bakanlığımıza iletmiş, son olarak 15 Ocak 2025 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı önünde “Ek Ders Ücretimi İstiyorum” Eylemi gerçekleştirmiş, aynı gün de Bakan Yardımcımız Ömer Faruk YELKENCİ ile bir araya gelmiştik.
Gerçekleşen görüşmede, eğitim çalışanları arasındaki ücret dengesizliğinin en pratik ve hızlı çözümünün, yönetim görevi karşılığı ve görev karşılığı olmak üzere eğitim çalışanlarının tamamına ek ders ücreti ödenmesi olduğu vurgulanmıştık.
https://www.tec-sen.org/haberdetay.aspx?hid=12699
Sayın Bakan Yardımcımız da teklifimizin değerlendirilebilir olduğunu, sunduğumuz teklif üzerinde detaylı bir çalışma hazırlamamızı ve kendisine iletmemizi istemişti. Bu bağlamda sendikamızca hazırlanan “Milli Eğitim Bakanlığı’nda G.İ.H., T.H.S.,Y.H.S, ve S.H.S.’nda ve Sözleşmeli Pozisyonlarda Görev Yapan Eğitim Çalışanlarına Yönetim Görevi ve Görev Karşılığı Ek Ders Ücreti Ödenmesi Hakkında Rapor”u Milli Eğitim Bakanlığına Sunduk.
Raporumuzda; Ek ders ücreti ödemelerinin; Bakanlığımıza bağlı her derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumlarında görevli personelimizin, inceleme, araştırma, planlama, programlama, yönetim ve denetim ile ilgili görevleri ve eğitim-öğretim hizmetlerinden ek ders görevi olarak kabul edilen etkinlikler için de gerçekleştirilebildiği;
Bu düzenlemeler ile; idarecilik görevi üstlenenler için yönetim görevi karşılığı, öğrencisi bulunmayan kurumlarda görev yapan ve rehberlik v.b. görevleri yerine getiren öğretmenlerimizin derse girme olanakları olmamakla birlikte, sayılan görevleri üstlenmelerinden dolayı ve inceleme, araştırma, planlama, programlama, yönetim ve denetim ile ilgili görevleri yerine getirenlere de görev karşılığı ek ders ücreti ödenebildiği;
Bakanlığımızın, çeşitli unvan ve görevler için gerçekleştirdiği farklı ek ders ödemeleri ile kurum içerisinde yönetim görevi üstlenenler açısından ücret kaybı yaşanmamasını ve yapılan görevlerin özelliği nedeniyle bu görevleri üstlenenlerin daha fazla ücret almalarını sağladığı; diğer ek ders ücreti ödemeleri ile de fiilen derse girilmeyen hallerde, ancak eğitim-öğretim ile ilgili diğer görevlerin yerine getirilmesi karşılığında ücret ödemeyi amaçladığı;
Uzman ve Başöğretmenlik düzenlemeleri ile öğretmenlerimiz için gerçekleştirilen ücret artışlarının, Bakanlığımız teşkilatında görev yapan tüm eğitim çalışanlarına dengeli bir şekilde yansıtılmasının en kısa ve pratik yolunun, yönetim görevi ve görev karşılığı ek ders ücreti ödemesinden geçeceğini düşündüğümüzü ifade ederek;
2011 yılına kadar pratiği olan “Yönetim Görevi Karşılığı Ek Ders Ücreti” ödemesinin geri getirilmesi; Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar’ın 10.
Maddesi’ne;
- İl Milli Eğitim Müdürü, Şube Müdürü, Müfettiş, İlçe Müdürü, İl Müdür Yardımcısı, Şef, Avukat, Sivil Savunma Uzmanı, Tesis Müdürleri gibi yöneticilerin haftada 35 saati ders niteliğinde yönetim görevi sayılır ve fiilen görev yapma karşılığında ek ders ücreti ödenir. şeklinde hüküm eklenmesi;
- Bakanlığımızın bu düzenlemeyi hayata geçirirken Genel İdare, Teknik Hizmetler ve Yardımcı Hizmetler Sınıfı ile Sözleşmeli Pozisyonda görev yapan eğitim çalışanlarını da, kurum içi adaletin sağlanması adına mutlaka bu düzenlemenin içine katması gerektiğinin altı çizilerek,
- İlgili kararda ek bir madde ihdas edilmesi, Teknik Hizmetler Sınıfında görev yapan eğitim çalışanlarının haftada 30 saati ders niteliğinde görev sayılır ve fiilen görev yapma karşılığında ek ders ücreti ödenir. şeklinde hüküm eklenmesi;
- Genel İdare Hizmetleri Sınıfında görev yapan eğitim çalışanlarının ve sözleşmeli personellerimizin haftada 25 saati ders niteliğinde görev sayılır ve fiilen görev yapma karşılığında ek ders ücreti ödenir. şeklinde hüküm eklenmesi;
- Yardımcı Hizmetler Sınıfında görev yapan eğitim çalışanlarının haftada 20 saati ders niteliğinde görev sayılır ve fiilen görev yapma karşılığında ek ders ücreti ödenir. şeklinde hüküm eklenmesi ve yaşanan ücret dengesizliğinin ortadan kaldırılması talep edilmiştir.
- Milli Eğitim Bakanlığı’na sunduğumuz raporda belirttiğimiz üzere, eğitim çalışanları arasındaki ücret dengesizliklerinin giderilmesi, eğitim sistemimizin sürdürülebilirliği için kritik bir öneme sahiptir. Bu bağlamda, yönetim görevi ve görev karşılığı ek ders ücretlerinin tüm eğitim çalışanlarına eşit bir şekilde uygulanması gerekmektedir.
Eğitim alanında motivasyon ve verimliliği artırmak adına, önerilerimizin dikkate alınmasını ve gerekli düzenlemelerin acilen hayata geçirilmesini bekliyoruz. Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.
Rapora ulaşmak için tıklayınız.
TEÇ-SEN GENEL MERKEZİ

Geçtiğimiz hafta; “Aşçılarımızın Teknik Hizmetler Sınıfına geçirilmesi yönünde bir engel olmadığını, bu minvalde gerekli düzenlemenin yapılması için Cumhurbaşkanlığı’na talepte bulunacağımızı, talebimizin olumsuz karşılanması halinde de gerekli hukuki süreci başlatacağımızı duyurmuştuk.”
Bugün de, aşçı bir üyemiz üzerinden oluşturduğumuz talebimizi, Cumhurbaşkanlığı Makamına illettik.
Talebimizde kısaca; 3795 Sayılı Kanun ile birlikte Aşçılık ile ilgili bölümlerden mezun olanların Teknisyen ve Tekniker Unvanlarına Sahip olduklarının açık olduğu, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 36. Maddesi ile de Teknisyen ve Tekniker Unvanlarının Teknik Hizmetler Sınıfına Dahil olduğu ifade edilmiştir.
Yine talebimizde; Aşçı kadrosu için yaşanan bu çelişkili sürecin geçmişte matbaacı kadrosu için de yaşandığı ve bu konuda Devlet Personel Başkanlığının, 3795 sayılı Kanuna istinaden “Matbaa, Meslek Lisesinin çeşitli bölümlerinden mezun ilgililerin gördükleri öğrenimleri itibariyle ihtiyaç duyulması halinde mesleklerini ifa etmek üzere Teknik Hizmetler Sınıfındaki teknisyen unvanlı kadrolara atanmalarının mümkün olduğu mütalaa edilmektedir.”
şeklinde görüşü ile sorunun çözüldüğü belirtilmiştir.
Ayrıca günümüzde kamuya aşçı alımlarının teknisyen ve tekniker unvanları ile yapılmaya başlandığının altı çizilmiş, bunu gerçekleştiren kamu idareleri örnek gösterilmiştir.
Yine, daha önce aynı konuda Ankara 6. İdare Mahkemesi nezdinde açılmış ve görülmüş davada, “Aşçıların; 657 sayılı Kanun’daki sınıflardan hangisine tabi olarak görev yapacakları hususunda Cumhurbaşkanlığı’nca yapılan bir tespit bulunmadığı, başka bir ifadeyle, davacının geçmek istediği “Teknik Hizmetleri Sınıfı’nda sayılan meslekler arasında “aşçılık” mesleğine yer verilmediği ya da “aşçılık” mesleğinin bu sınıfta sayılan mesleklerden herhangi birine dahil olacağı yönünde de Cumhurbaşkanlığı’nca bir tespit yapılmadığı…”nın belirtildiği ifade edilerek;
Aşçı kadrosuna ilişkin hizmet sınıfının açıklığa kavuşturulması için gerekli tespitin ve akabinde gerekli kararın verilmesi, böylece aşçı kadrolarının 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 36’ncı maddesinin birinci fıkrasının “Teknik Hizmetler Sınıfı” başlıklı II numaralı bendi kapsamına alınması talep edilmiştir.
Cumhurbaşkanlığının talebimize olumlu cevap vermesini umut ediyor ve bekliyoruz. Ancak cevabın olumsuz olması durumunda; gerekli hukuki süreç Sendikamızca işletilmeye başlanacak, gelişmeler eş zamanlı olarak kamuoyu ile de paylaşılacaktır.
Dilekçe örneğine ulaşmak için tıklayınız.
TEÇ-SEN GENEL MERKEZİ

Genel Başkanımız Ümit DEMiREL, Genel Sekreterimiz Salih Burçin POYRAZ, ve Genel Başkan Yardımcımız Ali GÜLER’den oluşan heyetimiz ile Personel Genel Müdürü Bülent ÇİFTÇİ’yi makamında ziyaret ettik.
Ziyaret kapsamında görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları, aşçılarımızın yaşadığı ve acil çözüm bekleyen konular, aylıkla ödül kriterlerinin değiştirilmesi, görev tanımları ile ilgili yönerge hazırlanması, il içi ve il dışı isteğe bağlı yer değişikliklerinde yaşanan sorunların çözülmesi, ana başlıklarında eğitim çalışanlarının güncel talepleri ve sendikamızın çözüm önerileri üzeninde duruldu.
Sayın Genel Müdürümüzle Aralık ayı içerisinde yaptığımız son görüşmenin ışığında, Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği sınavlarının açılması için çalışmaların ne aşamada olduğu konusu ele alındı.
Genel müdürümüz; “Sınav Takviminin Belirlenmesi için Ölçme Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile gerekli yazışmanın yapılacağını, gelecek cevaba göre sürecin işletileceğini” ifade etmiştir.
Yine; Meslek Liseleri, Meslek Yüksek Okulları ve Gastronomi gibi Aşçılık ile ilgili alanlardan Teknisyen ve Tekniker Unvanı ile Mezun Olan Aşçılarımızın da unvan değişikliği sınavlarına katılabilmelerinin sağlanması üzerinde duruldu.
Ayrıca; Aşçılarımızın bir çoğu Pansiyonlu Okullarımızda görev yaptığı, bu personellerimizin yaptıkları görev itibari ile Haftasonu ve Resmi Tatillerde Dahi Mesai yaptıkları, ancak yaptıkları fazla mesailer karşılığında fazla mesai ücreti ödenemediği, fazla çalışmaları karşılığında izin konusunda da problemler yaşadığı. yaşanan bu mağduriyetin giderilmesi amacıyla, Milli Eğitim Bakanlığı İzin Yönergesine “Aşçılarımızın fazla yaptıkları mesailerin cetvellere işlenerek sömestr ve yaz tatillerinde bu fazla çalışmaların telafi edilmesi yönünde hüküm eklenmesi ” gerektiği ifade edildi.
Genel Müdürümüz; aşçılarımızın ciddi bir kısmının, yaşanan huzursuzluklar ve olumsuzluklar nedeniyle kurumdan ayrıldığından bilgisinin olduğunu, yaptıkları görev itibari ile özel kadrolar olduğunun farkında olduğunu bildirmiştir.
Bu nedenlerle; aşçılarımızın motivasyonunun artırılması amacıyla unvan değişikliği sınavına katılmalarının sağlanması gerektiğini, yaptıkları görev itibari ile “657. Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 99. Maddesinde yazılı Memurların haftalık çalışma süresi genel olarak 40 saattir. Bu süre Cumartesi ve Pazar günleri tatil olmak üzere düzenlenir.” Hükmüyle mesai gün ve saatlerinin de bağdaşmadığını, talebimiz doğrultusunda M.E.B. İzin Yönergesine aşçılar ile ilgili özel madde eklenebileceğini, bu hususlar için sorumla birimlere talimat vereceğini ifade etmiştir.
Yine aylıkla ödüller konusu ele alınarak, Ödül alacak personel sayısının tespitinde eğitim öğretim hizmetleri sınıfı toplam personel sayısının binde yirmisinin eğitim öğretim hizmetleri sınıfında görev yapan personel için kullanılması, g.i.h.,t.h.s.,y.h.s. ve s.h.s toplam personel sayısının binde yirmisinin de bu sınıflarda görevli personel için kullandırılması. Millî Eğitim Bakanlığı Personeline Başarı, Üstün Başarı Belgesi ve Ödül Verilmesine Dair Yönerge’nin, Ek-4 Formu (Ç) bölümde bulunan kriterlerin gih,ths,yhs ve shs sınıflarında görev yapan eğitim çalışanları açısından bir ölçüt olarak kabul edilmemesi ve bu yönde ilgili yönergede değişiklik yapılması talebimiz hatırlatıldı.
Genel Müdürümüz de; kriterler bakımından haksızlık oluştuğu konusunda hem fikir olduğunu bu yönde Yönerge’de değişikliğe gideceklerini ifade etti.
İl içi ve İl Dışı İsteğe Bağlı Yer Değişikliklerinde Sıra Tayine Geçilmesi yönünde yaşanan sorunları daha önce ki görüşmemizde dile getirdiğimizi, istekleri doğrultusunda uygulamada yaşanan sorunları ve çözüm yollarını içerir Raporumuzu ilettiğimizi, ancak bu süre zarfında öğretmenlerimiz ile ilgili değişikliğin yapıldığını G.İ.H.,T.H.S.,Y.H.S. ve S.H.S sınıflarında görev yapan eğitim çalışanları için bir düzenleme halı hazırda gerçekleşmediği bildirilmiş,
Genel Müdürümüz de; raporumuzu tekrar inceleyip bu yönde çalışma yapacaklarını ifade etmiştir.
Yine Görev Tanımları ile ilgili yaşanan boşluğa değinilmiş; Bakanlık Merkez Teşkilatımızda bir çok genel müdürlüğümüzün buna Personel Genel Müdürlüğü de dahil olmak üzere İç Hizmet Yönergeleri ile hem genel müdürlüklerin, hem de görevli eğitim çalışanlarının görev, yetki ve sorumluluk alanları ayrıntılı bir şekilde belirlendiği, ancak İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri ile onlara bağlı örgün ve yaygın eğitim kurumlarında görevli eğitim çalışanlarının görev, yetki ve sorumluluk alanlarının bir yönerge ile tanımlanmadığı, kurum içi işleyişte zaman zaman problemler yaşandığı, Bu nedenle; Personel Genel Müdürlüğü İç Hizmet Yönergesinin, Bakanlığımız Taşra Teşkilatı için de aynı şekilde uyarlanması ifade edilmiş,
Genel Müdürümüz de; Taşra Teşkilatı için de ayrı bir yönerge veya İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri Yönetmeliği’nin daha kapsamlı hale getirilebileceğini ifade etmiştir.
Öğretmenlerimizin yararlandığı müze kart, “şehir içi ve şehirler arası ulaşımlarda indirim” v.b. haklarından tüm eğitim çalışanlarının faydalanması için ulaştırma bakanlığı, belediyeler, gibi resmi kurumlarca yapılan indirimlerin tüm eğitim çalışanlarının faydalanacağı şekilde revize edilmesi istenmiş,
Genel Müdürümüz de; isteğimiz de haklı olduğumuzu konuyu Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne ileteceğini ifade etmiştir.
Son olarak; Valilik ve Kaymakamlık onayı ile görevlendirme Şoförlük yapan Eğitim Çalışanlarının şoför kadrosuna geçirilmesi ile ilgili çalışmaların ne aşamada olduğu sorulmuş,
Genel Müdürümüz de; illerden bilgilerin istendiğini sürecin olumlu bir şekilde devam ettiğini ifade etmiştir.
Sayın Genel Müdürümüze; eğitim çalışanlarının sorunlarına karşı yaklaşımı, sorunlara karşı duymuş olduğu empati ve çözümü noktasında irade ortaya koyma konusundaki isteği için bir kez daha teşekkür ediyor, şükranlarımızı sunuyoruz.
TEÇ-SEN GENEL MERKEZİ

Sözleşmeli personellerimizin, aile birliği mazeretlerinin karşılanması talebimiz için, Bakanlık çalışma başlattı.
Bu sorunu daha önce; “Sözleşmeli Olarak Görev Yapan Eğitim Çalışanlarına, Aile Birliğine Bağlı Yer Değiştirme Hakkı Mutlaka Tanınmalıdır.” haberimiz ile ele almış, konu ile ilgili Bakanlık yetkililerimiz ile de yüz yüze görüşmeler gerçekleştirmiştik.
HABER DETAY:
https://www.tec-sen.org/haberdetay.aspx?hid=11658
Yazılı ve sözlü taleplerimizde, her ikisi de bakanlığımızda sözleşmeli olarak görev yapan, eşi kamu personeli olan, iki yılda toplamda 365 gün sigortalılık süresi şartlarına haiz olup aile birlikteliğine bağlı yer değiştirme talebinde bulunan yüzlerce sözleşmeli personelin taleplerinin Bakanlığımızda bekletildiğini, bazılarına ise olumsuz cevap verildigini ifade etmiş;
Sözleşmeli personellerimizin,bu konuda oluşmuş mağduriyetlerinin ortadan kaldırılması amacıyla Bakanlığımızın artık bu belirsizliğe bir son vermesi ve yaşanan bu soruna ivedilikle bir çözüm üretmesi gerektiğini vurgulamıştık.
Bakanlığımız da sözleşmeli personellerimizin ve sendikamızın bu yöndeki taleplerine daha fazla kayıtsız kalmamış,aile birliğine bağlı mazeretlerin, karşılanması amacıyla çalışma başlatmıştır.
TEÇ-SEN GENEL MERKEZİ

Kamu Birliği Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı ve Teç-Sen Genel Başkanı Ümit Demirel’in başkanlığında, Kamu Birliği Konfederasyonu ve Genç Sağlık Sen Genel Başkan Yardımcısı Arif Camgöz, Kamu Birliği Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı ve Genç Eğitim Sen Genel Başkanı Ali Aras Altıntaş, ve Teç-Sen Genel Sekreteri Salih Burçin Poyraz’dan oluşan heyetimiz bugün Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Ömer Faruk Yelkenci ile bir araya geldi.
Görüşmede; Milli Eğitim Bakanlığı önünde gerçekleştirdiğimiz eylem ve taleplerimiz ele alındı.
Uzman ve Başöğretmenlik düzenlemeleriyle öğretmenlerimize sağlanan maddi iyileştirmelerin, yöneticilerimize ve eğitim çalışanlarının tümüne de yansıtılması talebi, görüşmemizin ana gündem maddesi olarak belirlendi.
Daha önceki yıllarda “Yönetim Görevi Karşılığı Ek Ders Ücreti” ödendiği, geçmişte pratiği olan bu uygulamanın tekrar hayata geçirilmesi gerekliliğinin altı çizildi.
- Ve Bakanlığımızın bu düzenlemeyi hayata geçirirken, Genel İdare, Teknik Hizmetler ve Yardımcı Hizmetler Sınıfında görev yapan eğitim çalışanlarını da, kurum içi adaletin sağlanması adına mutlaka bu düzenlemenin içine katması gerektiği ifade edildi.
- Bu nedenle; Şef, şube müdürü, müfettiş, ilçe müdürü, müdür yardımcısı, avukat, sivil savunma uzmanı, tesis müdürü unvanlarında, yönetici pozisyonunda görev yapan eğitim çalışanlarına Yönetim Görevi Karşılığı Haftada 35 Saat Ek Ders ücreti,
- Teknik Hizmetler Sınıfında görev yapan eğitim çalışanlarına Görev Karşılığı Haftada 30 Saat,
- Genel İdari Hizmetler Sınıfında görev yapan eğitim çalışanlarına ve sözleşmeli personellerimize Görev Karşılığı Haftada 25 Saat,
- Yardımcı Hizmetler Sınıfında görev yapan eğitim çalışanlarına Görev Karşılığı Haftada 20 Saat Ek Ders Ücreti ödenmesi için Bakanlığımızın acilen bir düzenleme yapması talep edildi.
Sayın Bakan Yardımcımız; bu teklifin değerlendirilebilir olduğunu teklifimiz üzerinde detaylı bir çalışma hazırlayıp kendisine iletmemizi istemiştir.
Ayrıca;
- Öğretim Yılına Hazırlık Ödeneğinin Eğitim Çalışanlarının Tümüne Ödenmesi ,
- Milli Eğitim Bakanlığı Görevde Yükselme Ve Unvan Değişikliği Sınavlarının İki Yılda Bir Her Kadro İçin Açılması, Sözlü Sınav Uygulamasına Son Verilmesi, Görevde Yükselme Sınavı İlanının 3 Ay İle Sınırlandırılması Ve İlan Edilen Boş Kadrolar İçin Sınavı Kazananlar Arasından Ek Atama Yapılması, 76. Madde Atamalarına Son Verilmesi.
- 4-B Sözleşmeli Çalışanların Aile Birliğinin Sağlanması Amacıyla Düzenleme Yapılması.
- Görevde Yükselme Sınavlarına 4-B” Li Personelinde Dahil Edilerek Yıl Şartının Kaldırılması,
- İl İçi İsteğe Bağlı Yer Değiştirmelerde Kurumların Boş Karo Sayısının En Az %50 Sinin İlan Edilmesi, Sıra Tayin Sistemine Geçilmesi Yönünde yönetmelik Değişikliği Yapılması.
- Bakanlığımızca Yapılan Merkezi Sistem Sınavlarında Tüm Eğitim Çalışanlarının Salon Başkanı Ve Salon Gözcüsü Olarak Görevlendirilmesi İçin Yönetmelik Değişikliği Yapılması.
- Millî Eğitim Bakanlığı Personeline Başarı, Üstün Başarı Belgesi ve Ödül Verilmesine Dair Yönergenin, Ek-4 Formu E bölümde bulunan kriterlerin gih,ths,yhs ve shs sınıflarında görev yapan eğitim çalışanları açısından bir ölçüt olarak kabul edilmemesi ve bu yönde ilgili yönergede değişiklik yapılması,
- Öğretmenlerimize Dönük Gerçekleştirilen İndirim Anlaşmalarında Veya Başka Kurumlarca Tanınan İndirimlerde Tüm Hizmet Sınıflarını Kapsayıcı Bir Anlayışla Hareket Edilmesi.
- Bakanlığımız Bünyesinde Memur, Şef, Teknisyen Ve Tekniker Olarak Yaparken Görevde Yükselme İle Öğretmen Kadrosuna Geçen Personelimizin Memurlukda Geçen Hizmetlerinin Uzman ve Başöğretmenlik Başvurularında Değerlendirilmesi,
- Becayiş Hakkının Kanunda Yer Almasına Rağmen Uygulama Alanının Kısıtlanması Veya Kullandırılmaması Hususlarındaki Yasakların Kaldırılması ve Aynı Kurumda, Aynı Sınıf Ve Kadroda Olan Kamu Çalışanlarının Becayiş Hakkından Yararlanması.
- Görev Tanımlarının Yapılması, Geçici Görevlendirmelerde Keyfiyete Son Verilmesi, Bu yönde Usul Ve Esasların Belirlenmesi İçin Düzenleme Yapılması.
- Banka Promosyon İhalelerinin Bakanlığımızca Merkezi Yapılması.
- Memur Olarak İstihdam Edilen Ve Öğretmenlik İçin Aranan Tüm Şartları Taşıyan , Eğitim Fakültesi Mezunu Kamu Çalışanlarının Unvan Değişikliği Sınavı İle Öğretmenlik Yapmalarına Olanak Verilmesi.
- Destekleme kurslarında Görev Alan Eğitim Çalışanlarına ödenen saat başı ücretin fazla mesai ücretinin on katı olacak şekilde ödenmesi.
- Döner Sermaye İşletmesi Olan Kurum Müdürlüklerine, Yatılı Veya Pansiyonlu Kurum Müdürlüklerine Bir İdari Müdür Ve Müdür Yardımcılığı, Öğrenci Sayısı 1000’in Üzerinde Olan Okul Müdürlüklerinde, İdari Müdür Yardımcılığı Kadrosu Açılması.” Ve Okullarımızın İdari Yönetimi İle Eğitim Öğretim Yönetiminin Birbirinden Ayrılması İle Okul Ve Kurumlarımızın Daha Profesyonel Bir Yönetim Anlayışı İle Yönetilmesi Yönünde taleplerimizi içeren brifing dosyamız elden kendisine iletildi.
Sayın Bakan Yardımcımıza; heyetimize göstermiş olduğu yakın ilgi, ilettiğimiz yönetim görevi ve görev karşılığı ek ders ücreti ödenmesi talebimize yönelik çözüm odaklı yaklaşımından ötürü bir kez daha teşekkür ediyor, şükranlarımızı sunuyoruz.
TEÇ-SEN GENEL MERKEZİ

Sendikamız adına açıklama yapan Genel Sekreterimiz Salih Burçin Poyraz, açıklamalarında şunlara değindi.
Kamuoyunca da bilindiği üzere Uzman ve Başöğretmenlik düzenlemeleri ile öğretmenlerimizin maaşlarında önemli iyileştirmeler yapılmış, bu durum eğitim camiasında memnuniyetle karşılanmıştır. Ancak bu iyileştirmeler, Milli Eğitim Bakanlığı’nda görev yapan yöneticilerimizin maaşlarına aynı doğrultuda yansıtılmamış, yönetici pozisyonundaki eğitim çalışanları bu düzenlemenin dışında bırakılmıştır.
Bugün Başöğretmen unvanına sahip bir teknik lise müdürü yönetim görevi karşılığı ek dersi ile birlikte aylık 79 bin lira, ilkokul, ortaokul ve lise müdürü 76 bin lira, başöğretmen unvanına sahip bir öğretmen ek ders ile birlikte 74 bin lira aylık ücret alırken; bir il milli eğitim müdür yardımcısının, ilçe müdürünün, şube müdürünün ortalama aylık 65 bin lira, bir şefin ise aylık 53 bin lira ücret alması kabul edilebilir ve sürdürülebilir bir durum değildir.
Örneğin; Halihazırda okul müdürlerimiz ve yardımcıları, yönetim görevi karşılığı haftada 25 saat ek ders ücreti almaktadır.
Neden?
Çünkü bu uygulama, öğretmenlerimizin derse girme olanağı olmadığı için, idarecilik yapanlara ücret kaybı yaşatılmaması adına yapılmaktadır. Doğrusu da budur. Aksi halde düşünün ki,, öğretmenlerimiz idarecilik yapacak, Ancak aldığı ücrette düşecek. O vakit neden öğretmenlerimiz böyle bir durumda sorumluluk alsınlar, üstüne bir de fazladan mesai harcayıp, idarecilik yapsınlar.
Ancak bugün Milli Eğitim Bakanlığı’nda, ilçe müdürleri, şube müdürleri, müfettişler, şefler amiri ve denetleyicisi konumunda olduğu okul müdürlerinden, müdür yardımcılarından ve öğretmenlerden daha az maaş alıyor.
Eğitim sistemimizin bel kemiği olan yöneticilerimizin yaşadığı bu adaletsizlik, artık kabul edilemez bir noktaya ulaşmıştır. Bu yaşanılan durum artık sadece bir ücret meselesi değil, itibar mücadelesi haline gelmiştir.
Eğitim sisteminde iş barışının korunması, tüm çalışanların hak ettikleri maddi ve manevi karşılığı almasıyla mümkündür.
Yöneticilerimizin haklarının verilmemesi, yalnızca bireysel bir mağduriyet yaratmakla kalmamakta, aynı zamanda kurumsal hiyerarşiyi, çalışanlar arasındaki güveni ve sistemin bütünlüğünü de zedelemektedir.
Bugün buradan bir kez daha haykırıyoruz! Bakanlık yöneticilerimizin düşürüldüğü duruma, artık bir son verilmelidir!
Bu nedenle; Uzman ve Başöğretmenlik düzenlemeleriyle öğretmenlerimize sağlanan maddi iyileştirmeler, yöneticilerimize de yansıtılmalı, daha önce olduğu gibi, yöneticilerimize “Yönetim Görevi Karşılığı Ek Ders Ücreti” ödemesi geri getirilmelidir. Böylece Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki ücret hiyerarşisi düzeltilmeli, ast-üst ilişkisiyle bağdaşmayan bu adaletsizlik ortadan kaldırılmalıdır.
Buradan Sayın Bakan başta olmak üzere, yetkilileri uyarıyoruz.
Mevcut Durumun devam etmesi halinde, Milli Eğitim Bakanlığı, kurum hafızasını oluşturan yetişmiş yöneticilerini kaybedecek, yerine aynı kalitede yönetici bulmakta zorlanacaktır.
Milli Eğitim Bakanlığı içerisinde oluşmuş bu ücret dengesizliği mutlak suretle düzeltilmelidir.
Bu nedenle;
- Şef, şube müdürü, müfettiş, ilçe müdürü, müdür yardımcısı, avukat, sivil savunma uzmanı, tesis müdürü unvanlarında, yönetici pozisyonunda görev yapan eğitim çalışanlarına Yönetim Görevi Karşılığı Haftada 35 Saat Ek Ders ücreti ödenmelidir.
- Ve Bakanlığımız bu düzenlemeyi hayata geçirirken Genel İdare, Teknik Hizmetler ve Yardımcı Hizmetler Sınıfında görev yapan eğitim çalışanlarını da, kurum içi adaletin sağlanması adına mutlaka bu düzenlemenin içine katmalıdır.
- Bu itibarla; Teknik Hizmetler Sınıfında görev yapan eğitim çalışanlarına Görev Karşılığı Haftada 30 Saat,
- Genel İdari Hizmetler Sınıfında görev yapan eğitim çalışanlarına ve sözleşmeli personellerimize Görev Karşılığı Haftada 25 Saat,
- Yardımcı Hizmetler Sınıfında görev yapan eğitim çalışanlarına Görev Karşılığı Haftada 20 Saat Ek Ders Ücreti ödenmesi için Bakanlığımız acilen bir düzenleme yapmalıdır!
Bizler Adalet istiyoruz! Emeğimizin karşılığını istiyoruz! Ez cümle,, Eğitim çalışanlarının hakkını, Eğitim yöneticilerimizin itibarlarını acilen geri istiyoruz! Diyerek sözlerine son verdi.
Açıklama Yöneticilerin Bordrolarını yakması, ardından makam koltuklarını Bakanlığın önüne bırakmaları ile son buldu.
Açıklamanın ardından Teç-Sen Genel Başkanı Ümit DEMİREL başkanlığındaki heyet, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Ömer Faruk YELKENCİ ile bir araya geldi.
TEÇ-SEN GENEL MERKEZİ

“ADİL ÜCRET, ONURLU YAŞAM İÇİN BUGÜN TÜM TÜRKİYE’DE İŞ BIRAKTIK!”
Bugün, Türkiye’nin dört bir yanındaki üyelerimizin katılımıyla iş bıraktık. Bu eylem, bizim açımızdan yalnızca bir sendikal eylem değil, kamu çalışanlarının ve emeklilerinin emeğini savunmak için atılması gereken zorunlu bir adım olmuştur. Çünkü emeğimizin karşılığı olan maaşlarımız günden güne erimiş artık sabrımız tükenmiştir.
Bugün iş bıraktık, çünkü:
Enflasyon %58.51 olarak açıklanırken, maaş zamlarımız %11.54’te bırakılmıştır. Bu oran, TÜİK’in gerçekleri yansıtmayan rakamları üzerinden bizlere dayatılan yoksulluğun apaçık bir göstergesidir.
Yeniden değerleme oranı %43.93, kira artış oranı ise %58.51’e ulaşmıştır. Ancak maaşlarımız bu oranların çok altında bırakılarak, cebimizden ve çocuklarımızın geleceğinden çalınmaktadır.
Kira, gıda, enerji ve temel ihtiyaç fiyatları her geçen gün artarken, bizlere dayatılan %11.4 zam, emeğimizi hiçe saymaktır.
Bugün iş bıraktık, çünkü TÜİK’in açıkladığı, gerçeği yansıtmayan enflasyon oranlarıyla alın terimizden kesiliyor, cebimizden alınıyor ve çocuklarımızın hakkı elimizden çalınıyor. Kamu çalışanları olarak yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm edilmek istemiyoruz.
Bizler, vatandaşlarımıza hizmet etmek amacıyla fedakârca çalışan ve çalışmış, emekli olmuş milyonlarız. Ancak emeğimizin karşılığı olan ücretler, insanca bir yaşam sürmek için yeterli olmaktan çok uzaktır. Bugün iş bırakarak bir kez daha haykırıyoruz: Adil ücret, onurlu yaşam istiyoruz!
Taleplerimiz nettir:
Enflasyon farkı, TÜİK’in manipülatif rakamlarına göre değil, gerçek oranlarla hesaplanmalı, maaş zamlarımız buna göre tekrar düzenlenmelidir!
Yeniden değerleme oranı ve kira artış oranları dikkate alınarak, kamu çalışanlarının alım gücünü artıracak refah payı derhal maaşlara yansıtılmalıdır!
Emeğimizin karşılığı olan insanca bir yaşam için, kamuda adil bir gelir düzenlemesi sağlanmalıdır!
Bugün iş bıraktık, çünkü TÜİK’in masa başında açıklanan rakamlarıyla maaşlarımız eriyor, alım gücümüz yok oluyor, çocuklarımızın geleceği karartılıyor.
Kamu Çalışanları Artık Yaşananları Net Bir Şekilde Görmelidir.
Emeğin ve alın terinin temsilcisi olduğunu iddia eden yetkili sendika ve konfederasyon, yıllardır kamu çalışanlarının haklarını savunmak yerine, TÜİK’in gerçeği yansıtmayan rakamlarına sessiz kalarak bu adaletsizliğe ortak olmuştur.
Çarşıda, pazarda, markette yaşanan gerçek enflasyon ile TÜİK’in açıkladığı rakamlar arasında uçurum varken, yetkili konfederasyonun bu duruma sessiz kalması, kamu çalışanlarının alın terini hiçe saymaktır. TÜİK’in açıkladığı manipülatif oranlar üzerinden yapılan toplu sözleşmelerle, maaşlarımız enflasyona ezdirilmiş, cebimizden çalınan her kuruş, çocuklarımızın geleceğinden alınmıştır.
Kamu çalışanlarına çağrımızdır:
Artık bu adaletsizliğe ortak olmaktan vazgeçin! Yetkili sendika ve konfederasyonun, sizlerin haklarını savunmadığı, aksine TÜİK’in rakamları üzerinden emeğinizi yok saydığı ortadadır. Kamu çalışanları olarak, bizleri yok sayan, alın terimizi hiçe sayan bu yapının bir parçası olmaya devam etmek, kendi hakkımızdan vazgeçmek anlamına gelir.
Eğitim çalışanları sahipsiz değildir!
Bugün iş bırakarak bir kez daha haykırıyoruz: TÜİK’in masa başında belirlediği rakamlarla alın terimizi çalmalarına izin vermeyeceğiz! Bizler, emeğimizin, cebimizin ve çocuklarımızın hakkını savunmaya devam edeceğiz!
TEÇ-SEN olarak, kamu çalışanlarının gerçek temsilcisi olmaya, haklarımızı savunmaya ve yaşanan bu adaletsizliğe karşı mücadele etmeye dün olduğu gibi bugün de ve yarın da kararlılıkla devam edeceğiz.
TEÇ-SEN GENEL MERKEZİ

Genel Merkez Yönetim Kurulunun 29.08.2024 tarih ve 88 sayılı kararı gereğince İl, Şube, ve Genel Merkez Seçimlerinin, 4688 Sayılı Kanun,Teç-Sen Tüzüğü, Genel Kurul ve Seçim Yönetmeliğinin ilgili hükümleri ve hükümlere bağlı Teç-Sen Genel Kurulları ve Delege Seçimlerinin Yapılış Şekilleri ve Uyulacak Esaslar ile Şube Genel Kurulları ve Sendika Üst Kurul Delegeliği Seçimlerinde Yapılacak İş ve İşlemler doğrultusunda, aşağıda yazılı tarihlerde yapılmasına oy birliği ile karar verilmiştir.
TEÇ-SEN 6. OLAĞAN GENEL KURUL SEÇİM TAKVİMİ
İl Temsilciliği ve Şube Delege Seçimi
23 Kasım 2024
Şube Genel Kurulları ve Üst Kurul Delege Seçimleri
21 Aralık 2024
Genel Merkez 6. Olağan Genel Kurulu
12-13 Nisan 2025

Bundan önce yapılan görevde yükselme sınavları öncesi talep olması halinde Halk Eğitim Merkezlerimiz tarafından kurslar açılmaktaydı.
Ancak; halihazırda talep olması halinde bazı Halk Eğitim Merkezlerimizce söz konusu kurslar açılmakta, bazılarınca ise kurs modül programının güncellendiği ve Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavlarına hazırlık için mevcut e-yaygın sisteminde uygun bir kurs modül programı bulunmadığı gerekçesiyle bu kursların açılması talebi karşılamamaktadır.
Bu nedenle; hem bakanlığımızda görev yapan eğitim çalışanları için hem de başkaca kurumlarda görev yapan kamu çalışanları için yararlı bir hizmet olacağını düşündüğümüz, kamu personelleri için “Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavlarına Hazırlık Kursu” kurs modül programının hazırlanarak, e-yaygın sistemine tanımlanması talebimiz TEÇ-SEN Genel Merkezimiz tarafından Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü’ne iletildi.
TEÇ-SEN İZMİR ŞUBE BAŞKANLIĞI
Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası (Teç-Sen) İzmir Şubesi Teşkilatlandırma Şube Başkanımız Ahmet Aytaç, “3600 ek göstergenin bugüne kadar Meclis’e getirilmemiş olmasını kabul etmiyoruz” dedi.
TEÇ-SEN İzmir Şubesi olarak bugün İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptık. Eğitim emekçilerimiz “3600 ek gösterge, hemen Meclis’e” pankartı açtı. Teşkilatlandırma Şube Başkanımız Ahmet Aytaç şunları söyledi:
“3600 EK GÖSTERGE, HEMEN MECLÍSE!”
“2 Temmuz 2022 tarihinde TBMM’de kabul edilen yasa ile öğretmenlerimiz, asker ve polislerimiz, din görevlilerimiz ve hemşirelerimiz başta olmak üzere 2.5 milyon kamu çalışanı 3600 ek gösterge kapsamına alınmıştır. Yıllardır bu yasayı bekleyen kamu çalışanları adına büyük bir müjde olan 3600 ek gösterge düzenlemesi, yönetim kademesinde olan şeflerimiz, teknik personelimiz, memurlarımız ve yardımcı hizmetler sınıfımız açısından da eksik kalmıştır. Hayal kırıklığı yaratmıştır. 3600 ek göstergenin eksik kalan tarafının tamamlanması, erişim kısıtlamasının kaldırılması, kamuyu kapsaması için Teç-Sen olarak sürekli eylemsel hale geçtik. Gerek basın açıklamalarımızda ve eylemlerimizde gerek mitinglerimizde gerekse Ankara’ya yaptığımız yürüyüşümüzle, grevlerimizde 3600 ek gösterge konusu ana gündemimiz oldu.”
CUMHURBAŞKANI SÖZ VERDİ
3600 ek gösterge kapsamında hazırlanan kanun teklifinin, toplu sözleşme masasında mutabakat altına alınmamasına tepki gösteren Aytaç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanı ve Milletvekilleri Genel Seçimlerinden önce Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından 1.Dereceye gelen tüm kamu emekçilerine 3600 ek gösterge sözü vermesine ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından da kanun teklifinin hazır olduğunun söylenmesine rağmen bugüne kadar Meclis’e getirilmemiş olmasını kabul etmiyoruz.”