TEÇ-SEN AR-GE Biriminin Hazırladığı Çarpıcı Araştırmayı Genel Başkanımız Ümit DEMİREL Kamuoyuyla Paylaştı : Açlık ve Yoksulluk Sınırı Aşıldı, İnsani Yaşam Uçurumda!
AR-GE Birimiz tarafından Türkiye’nin 81 ilinde yürütülen “Açlık ve Yoksulluk Sınırı, Bekar Çalışan Yaşam Maliyeti ve İnsani Yaşam Eşiği” araştırmasının sonuçları, bugün düzenlenen basın toplantısıyla duyuruldu.
Genel Başkan DEMİREL, yaptığı açıklamada Türkiye genelinde dört kişilik bir ailenin temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığını vurguladı. Açlık sınırının yalnızca gıda harcamalarından oluştuğunu, yoksulluk sınırının ise barınma, ulaşım, sağlık, eğitim ve giyim gibi temel harcamaları kapsadığını belirtti. Demirel, çoğu kurumun bu iki veriyi paylaştığını ancak insani yaşam için gerekli olan bütüncül bir maliyet analizinin yapılmadığını ifade etti. İnsani yaşamın yalnızca kirasını ödeyen, faturasını yatıran ya da beslenebilen bireylerle tanımlanamayacağını söyleyen Demirel, ekonomik krizlerin toplumsal sonuçlarına dikkat çekti.
2025 Eylül verilerine göre, Türkiye genelinde dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 30 bin 102 TL, yoksulluk sınırı 91 bin 304 TL, bekar çalışanın yaşam maliyeti ise 39 bin 351 TL oldu.
Büyükşehirlerde bu rakamlar daha da yükseldi. Açlık sınırı 30 bin 734 TL, yoksulluk sınırı 95 bin 611 TL, bekar çalışanın yaşam maliyeti ise 45 bin 275 TL’ye çıktı. Araştırmada ilk kez açıklanan “İnsani Yaşam Aylığı Eşiği” ise 123 bin 900 TL olarak hesaplandı. Bu rakam, yalnızca gıda, kira, ulaşım, sağlık ve eğitim değil; haftalık sosyal-kültürel etkinlik, ev dışı yemek, dijital abonelikler ve yılda iki kez yapılacak tatil masraflarını da kapsıyor.
Türkiye’de asgari ücret 22 bin 104 TL, ortalama emekli maaşı 17 bin 100 TL seviyesinde bulunuyor. Bu veriler ışığında, çalışanların ve emeklilerin önemli bir kısmı açlık sınırının dahi altında bir gelirle yaşam mücadelesi veriyor.
Dört kişilik bir ailenin tüm bireyleri asgari ücretle çalışsa bile yoksulluk sınırına erişemiyor. Aynı şekilde, en düşük memur maaşının 47 bin TL civarında olmasına rağmen, tek bir memur maaşı yoksulluk sınırına ulaşamıyor. İki memur gelirinin birleşmesi dahi insani yaşam eşiğini yakalayamıyor.
DEMİREL, sabit gelirli milyonlarca çalışanın Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi’nde yer alan en temel “fizyolojik ihtiyaçları” dahi karşılayamadığını dile getirdi. Bu durumun aile içi huzursuzluk, şiddet, intihar ve toplumsal sorunlara zemin hazırladığına dikkat çekti.
Genel Başkan DEMİREL’DEN Çözüm Önerileri :
Asgari ücret, memur ve emekli maaşlarının en az yoksulluk sınırı temel alınarak belirlenmesi gerektiğini belirten DEMİREL, ücretlerin enflasyona göre aylık güncellenmesi ve vergi sisteminde reform yapılmasını talep etti.
Ayrıca “İnsani Yaşam Aylığı Endeksi”nin bağımsız kurumların katkısıyla hazırlanarak toplu sözleşmelerde referans alınması gerektiği kaydedildi. Büyükşehirlerde kira desteği, indirimli ulaşım kartı, dar gelirli aileler için sosyal ve kültürel etkinliklerin ücretsiz sağlanması, öğrenciler için ücretsiz yemek ve dijital erişim desteği de öneriler arasında yer aldı.
DEMİREL, “İnsanca yaşam koşullarının sağlanması için hazırladığımız projelerin hayata geçirilmesini talep ediyoruz. Sosyal adaletin ve toplumsal refahın güçlenmesi adına bu araştırmanın dikkate alınması gerekiyor” sözleriyle açıklamasını sonlandırdı.
TEÇ-SEN GENEL MERKEZİ

Her yıl Eylül ayında, 657 sayılı Kanun’un ilgili maddesi gereği ödenen öğretim yılına hazırlık ödeneği, içinde bulunduğumuz ay itibarıyla ödenmeye başlanmıştır.
Bakanlığımızda görev yapan; okul ve kurum binalarının bakım, onarım ve tadilat çalışmalarını yürüten mühendis, mimar, tekniker ve teknisyenlerimiz ile taşıma, yemek, bilgisayar, sıra, masa, kitap gibi temel eğitim materyallerinin dağıtımında yoğun emek harcayan hizmetli, aşçı, memur, şoför, programcı, şef ve şube müdürlerimiz ne yazık ki bu ödenekten faydalanamamaktadır.
Bununla birlikte, eğitimcilerimize ödenen miktar da yıllar içerisinde giderek erimiş ve neredeyse sembolik bir hale gelmiştir. 2010 yılında öğretim yılına hazırlık ödeneği, 9/1 dereceli memur maaşının yaklaşık %40’ına denk gelmekte iken bu oran günümüzde %10–15 seviyesine gerilemiştir. Bu durum, ödeneğin veriliş amacından uzaklaştığını ve eğitimcilerimizin gerçek ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak kaldığını açıkça göstermektedir.
Unutulmamalıdır ki eğitim bir ekip işidir.
Sağlık Bakanlığımız, sağlık hizmetinin ekip işi olduğu anlayışıyla Ek Ödeme/Döner Sermaye sistemini (doktor, hemşire, memur, teknik personel dâhil) tüm personeli içerisine alacak şekilde kurmuştur.
Talebimiz: Öğretim yılına hazırlık ödeneği, ayrım yapılmaksızın tüm eğitim çalışanlarına ödenmeli ve 9/1 dereceli memur maaşı tutarına yükseltilmelidir.
Bu adım, tüm eğitim çalışanlarının motivasyonunu artıracak ve eğitim-öğretim hizmetinin daha nitelikli yürütülmesine katkı sağlayacaktır.
TEÇ-SEN GENEL MERKEZİ

Kanunun Tanıdığı Hakkı MEB Neden Yok Sayıyor? Becayiş Yönetmeliğe Girmeli!
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 73. maddesi açıkça, aynı kurumda görev yapan memurlara karşılıklı yer değiştirme (becayiş) hakkı tanımaktadır.
Adalet Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Gelir İdaresi Başkanlığı, Sağlık Bakanlığı gibi birçok kamu kurumu bu hükmü yönetmeliklerine yansıtarak, sözleşmeli personel dahil tüm çalışanlarına bu hakkı kullandırmaktadır.
Ne var ki Milli Eğitim Bakanlığı’nda durum farklıdır. Ne “MEB Personelinin Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Yönetmeliği” ne de “MEB Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği” becayiş hakkına dair herhangi bir hüküm içermemektedir. Bu eksiklik nedeniyle eğitim çalışanları için karşılıklı yer değiştirme hakkı fiilen ortadan kalkmış durumdadır.
Eğitim Çalışanları İçin Sonuçları
- Binlerce sözleşmeli büro personeli ve öğretmen, 4 yıl boyunca yer değiştirme hakkından mahrum bırakılmakta, kadrolu eğitim çalışanlarının yer değiştirme talepleri boş kadro olmadığı gerekçesiyle reddedilebilmektedir.
- Bu durum çalışanların hem özel yaşamlarını zorlaştırmakta hem de motivasyonlarını düşürmektedir. Becayiş bu olumsuzlukları biraz olsun giderecek bir uygulamadır.
Becayiş Kamu Hizmetini Aksatmaz
Karşılıklı yer değiştirme işlemleri, boş veya dolu kadro sayısında bir değişikliğe yol açmamakta; kamu hizmetinin niceliği ve niteliğini olumsuz etkilememektedir. Tam tersine, çalışanların yaşam kalitesini artırarak hizmet verimliliğine katkı sağlamaktadır.
Talebimiz Net
Becayiş hakkı bir an önce MEB yönetmeliklerine eklenmeli ve tüm eğitim çalışanları için uygulanabilir hale getirilmelidir.
Talebimiz bir kez daha Resmi Olarak Yinelenmiştir.
TEÇ-SEN GENEL MERKEZİ

Milli Eğitim Bakanlığı’nda görev yapan eğitim çalışanlarının uzun süredir gündeminde olan Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği sınavlarının açılması talebimizi bir kez daha resmi yazıyla Bakanlığa ilettik.
Kadrolar Boş, İhtiyaç Acil
Son yapılan görevde yükselme sınavlarında 1552 memur ve 288 şef kadrosu boş kalmış; unvan değişikliği sınavı ise en son 2020 yılında duyurulmuş, e-sınavı ise Mart 2021’de yapılmıştır. Aradan yaklaşık 5 yıl geçmesine rağmen yeni bir sınav takvimi ilan edilmemiştir. Bu tablo, sınavların ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını açıkça göstermektedir.
Bakanlık Kendi Personelini Kullanmalı
Bugün Bakanlığın çok sayıda mühendis, mimar, tekniker ihtiyacı olduğu bilinmekte; bu açığı kapatmak için özel firmalardan hizmet satın alınmakta ve müşavir firmalara milyonlarca lira ödeme yapılmaktadır. Oysa ki Bakanlık bünyesinde bu alanlarda eğitimini tamamlamış yüzlerce eğitim çalışanı bulunmaktadır. Bu gerçek dahi unvan değişikliği sınavlarının açılmasının ve ihtiyaç olan kadroların içeriden liyakatli personelle doldurulmasının zorunluluğunu göstermektedir.
Hem Çalışan Hem Devlet Zarar Görüyor
Sınav süreçlerinin her geciktiği gün, görevde yükselecek personel açısından maddi hakların ertelenmesine yol açmakta; aynı zamanda özel firmalardan hizmet alımı yoluyla yapılan ödemeler de kamu bütçesi üzerinde gereksiz bir yük oluşturmaktadır. Dolayısıyla bu gecikmeler hem çalışanlar hem de devlet maliyesi açısından büyüyen olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.
Talebimiz Açık ve Net
Sendikamız, söz konusu gerekçeler doğrultusunda; Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği sınav süreçlerinin ivedilikle başlatılmasını ve sınav takviminin kamuoyu ile paylaşılmasını bir kez daha talep etmiştir.
Eğitim çalışanlarının sınav mağduriyetinin giderilmesi ve Bakanlığın kaynaklarının verimli kullanılması için bu sürecin vakit kaybedilmeden hayata geçirilmesini bekliyoruz.
TEÇ-SEN GENEL MERKEZİ













